2020 tüm dünya için aykırı bir yıl oldu… Pandemi, birinci dalga, ikinci dalga, sokağa çıkma yasakları, evden çalışma derken, nasıl geçtiğini anlayamadığımız ancak kolay kolay da unutamayacağımız günleri yaşadık.
Pandemi döneminin belki de tek olumlu tarafı; bu süreçte ben de çoğu insan gibi daha fazla kitap okuma fırsatı buldum. Yeni yılı karşılamaya hazırlandığımız bu günlerde, 2020 yılında okuduğum kitaplar arasından en beğendiğim 20 tanesini sizlerle paylaşmak istedim. Keyifli okumalar!
Ekonominin rakamlara, varsayımlara ve istatistiklere dayalı bir bilim dalı olduğu düşünülür. Oysa genel kanının aksine ekonomi son derece sosyal bir bilim dalıdır ve temelinde insanların duygu ve düşünceleri yer alır. Öyleyse ekonomiyi anlamak için öncelikle insanı anlamak gerekir. İnsanı anlamadan yapılan ekonomik yorumlar çarpık, yüzeysel ve gerçeklikten uzak olacaktır.
Hayvansal Güdüler kitabı ekonominin temeli olan insanı anlama yolunda bize çok değerli içgörüler sunuyor. Nobel Ekonomi Ödülü sahibi iki ekonomist Robert J. Shiller ve George A. Akerlof tarafından yazılan bu kitap, özellikle 2008 küresel mali krizini sonrasında serbest piyasa ekonomisine karşı artan eleştirilerden bir demet sunuyor. Kitabın temel savı insanların tüketim psikolojilerini ve içgüdülerini dikkate almadan sürdürülen bir ekonomi yönetiminin nihayetinde büyük krizlerle sonuçlanacağı. Davranışsal ekonomi alanında yayınlanan diğer kitapların aksine Hayvansal Güdüler konuyu makro ekonomik düzeyde ele alıyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde oldukça özgün ve değerli olan bu kitabın, ekonomi alanına ilgi duyan herkesin kütüphanesinde bulunması gerekir diye düşünüyorum.
Para harcamak çoğu zaman hatalı kararlar verdiğimiz bir konu. Ve dahası çoğu zaman bu hataları bilerek ve isteyerek yapıyoruz. Nakit olarak satın aldığımız şeylerde tutumlu davranırken, kredi kartı ile yaptığımız alışverişlerde çok daha eli bol olabiliyoruz, hele de taksitliyse. Ya da 1 TL’lik suya markette 1,5 TL ödemek bizi sinirlendirirken, plajda 10 TL ödemek normal gelebiliyor.
Dan Ariely ve Jeff Kreisler, Tamamen Duygusal isimli kitaplarında insanların para konusunda yaptığı en yaygın hataları ve bunların altında yatan nedenleri incelemişler. Para konusunda yapılmış çeşitli davranışsal ekonomi araştırmalarını kaynak alan kitapta, ödeme yapmanın acısından zihinsel muhasebeye kadar bir çok alt başlıkta açıklamalar yer alıyor. Kitap davranışsal ekonomi literatürüne yeni bir teori kazandırmasa da, mevcutta para üzerine yapılmış çalışmaları bir başlık altında toplaması açısından değerli.
Modern ekonominin kurucusu kimdir? Adam Smith mi yoksa Charles Darwin mi? Bu soru ilk anda kulağa mantıklı gelmeyebilir sonuçta Darwin bir ekonomist bile değildi. Ancak Darwin Ekonomisi kitabının yazarı Robert Frank‘a göre bu genel kabul önümüzdeki yıllarda değişebilir. Zira Frank, Darwin’in rekabet teorisinin bugünün ekonomik gerçekliğini anlama konusunda Smith’in teorisinden çok daha başarılı olduğunu iddia ediyor.
Kitapta klasik ekonominin Görünmez El’inin neden mümkün olamayacağı en basit haliyle tavus kuşu örneği üzerinden incelenmiş. Doğada daha parlak ve büyük tüylere sahip olan erkek tavus kuşlarının dişilerle çiftleşme şansının daha yüksek olması, tavus kuşlarının tüylerinin gittikçe uzamasına neden olmakta. Aslında bu durum tavus kuşları için negatif bir sonuç, çünkü daha uzun tüyler, onları daha açık bir hedef haline getirmenin yanında bir saldırı anında kaçmalarını da zorlaştırıyor. Frank’a göre çağımızın hastalığı olan tüketim çılgınlığı da uzun vadede hepimizi tavus kuşlarına çeviriyor. Rakibimiz 1.000 TL’lik takım elbise aldığında biz 2.000 TL’lik alırsak, bir sonraki hamle onun 3.000 TL’lik takım elbise alması oluyor. Ekonomi ve sosyoloji alanlarına kafa yoran herkesin okuması gereken bir kitap.
Param olsa zamanım olmuyor, zamanım olsa param… Bambaşka durumlar gibi görünse de bu iki problemin de birleştiği bir nokta var; kıtlık. İhtiyaç duyduğumuzun çok daha azına sahip olmak, bakış açımızın çok dar bir tünele hapsolmasına neden olur. Eğer çok yoğun çalışıyorsanız, aileniz ile yaz tatili planı yapmakta zorlanır, sadece gün içinde bitirmeniz gereken işleri düşünürsünüz. Ya da çok sınırlı bir gelirle geçiniyorsanız, emeklilik birikimlerinizi değil ay sonundaki faturaları düşünürsünüz.
İki davranışsal ekonomist Sendhil Mullainathan ve Eldar Shafir bu kitaplarında, ihtiyaç duyulandan daha aza sahip olmanın bizi nasıl yanlış yollara yönlendirdiğini ve kıtlık etkisi ile nasıl başa çıkmak için neler yapabileceğimizi anlatıyor. Kitapta para yönetiminden, sosyal ilişkilere kadar bir çok alanda yoksulluğun psikolojik sonuçları, gerçek hayattan anektodlarla inceleniyor. Oldukça spesifik bir alana odaklanmış, derinlikli ve etkileyici bir kitap, davranışsal ekonomi alanına ilgi duyan herkesin okumasını tavsiye ederim.
Davranış bilimleri bize insana dair oldukça değerli iç görüler sunuyor; hata eğilimlerimiz, düşünce kısayollarımız ve alışkanlıklarımız… Pek çoğunun psikolojik bir açıklaması var. Hal böyle olunca davranış bilimlerine olan ilgi gün geçtikçe artıyor, özellikle de pazarlamacılar tarafından.
Kendisi de eski bir pazarlama profesyoneli olan Richard Shotton, davranışsal ekonomi ve sosyal psikolojinin en ünlü teorilerinin pazarlama dünyasında nasıl kullanabileceğini Karar Fabrikası isimli kitabında toparlamış. Satın Alma Davranışlarını Etkileyen 25 Düşünce Hatası alt başlığında sunulan kitap, bir çok bilimsel teoriyi iş dünyasından örneklerle açıklamış ve böylece ortaya kolay okunabilen ama aynı zamanda da öğretici bir kitap ortaya çıkmış. Davranışsal ekonomi alanında önerdiğim tüm kitapları okuduysanız bu kitapta sizin için yeni bir teori olmayabilir ancak bu teorilerin gerçek hayatta nasıl yansıma bulduğunu görmek konuya dair kavrayışınızı geliştirecektir.
Adam Smith’in görünmez eli, aradan geçen 250 yıla rağmen klasik ekonomi taraftarları için sarsılmaz bir inanış olmaya devam ediyor, son yirmi yılda finansal piyasalarda yaşanan yüzlerce skandal bile bu inanışı zayıflatmadı. Oysa insanın olduğu her alanda olduğu gibi piyasalarda da mükemmel bir düzenden söz etmek mümkün değil.
George Akerlof ve Robert Shiller bu kitaplarında piyasaların insanlar için refah dağıttığı gibi önemli zararlar da verdiğini anlatıyor. Ve dahası piyasaların tüketicileri bilinçli ve sistematik bir şekilde nasıl kandırdıklarını açıklıyor. Kitapta reklamlardan politikaya, otomobillerden gıdaya kadar hayatın bir çok alanından gerçek örnekler verilmiş. Kurumsal şirketlerinin daha fazla kar etmek adına yaptığı, birbirinden farklı manipülasyonun farkında olmak isteyen her tüketicinin okuması gereken bir kitap.
Akıllı İnsanların Mantıksız Kararları, davranışsal ekonominin kurucularından Richard H. Thaler‘ın bu alanda 50 yıla yakın süredir yaptığı çalışmaları, oldukça anlaşılabilir bir dille anlattığı otobiyografi tarzına yakın bir kitap . Kitapta yazarın Daniel Kahneman ve Amos Tversky ile tanışma hikayesi ve sonrasında birlikte geliştirdikleri teoriler ile davranışsal ekonomiyi nasıl bir bilim dalı haline getirdiklerini anlatılıyor.
Thaler kitabında davranışsal ekonominin önemli teorilerinin çoğuna yer vermiş ve bunları detaylıca açıklamış. Ancak beni daha çok etkileyen Thaler‘ın hikaye anlatma yeteneği oldu. Kitabı daha önce İngilizce orjinalinden okumuş olsam da Türkçe’sini de hiç sıkılmada, kelimenin tam anlamıyla bir solukta okudum diyebilirim. Davranışsal ekonomi alanına ilgi duyuyorsanız ve bu kitabı henüz okumadıysanız, ilk işiniz bu kitabı okumak olmalı.
Davranışsal ekonomi kitapları son zamanların en çok ilgili duyulan kitapları arasında yer alıyor. Klasik ekonomi teorilerinin aksine davranışsal ekonomi, bireylerin her zaman rasyonel olmadıklarını, hatalı kararlar verebildiklerini, dolayısıyla ekonomi teorilerinin de buna göre oluşturulması gerektiğini savunuyor. Bu alandaki çalışmalar genellikle psikoloji temelli deneylerle destekleniyor. Böylece yapılan çalışmalarda çok daha hayatın içinden örnekler bulmak mümkün.