Sigorta sektöründe geçirdiğim 10 yılı aşkın sürede; önce hayat dışı, sonra hayat, sonra tekrar hayat dışı ve son olarak yine bir hayat sigortası şirketinde çalıştım. Her ne kadar 4 büyükler arasında mekik dokuyan futbolculara benzer bir kariyerim olsa da sektörler arasındaki farklılıkları gözlemlediğim, son derece öğretici bir deneyim oldu.
Her iki branşta da çalışmış olan meslektaşlarım beni çok iyi anlayacaktır, hayat ve hayat dışı sigortacılık birbirinden apayrı dünyalar. Bu farklılık şirketlerin organizasyon yapısından, gündelik işlerin yönetimine kadar birçok alanda kendini belli ediyor. Hayat dışı sigorta şirketlerinde daha yüksek bir tempo varken, hayat şirketlerinde günler biraz daha sakin geçiyor. Hayat sigortası şirketlerinde gündelik işler dahi kolektif şekilde incelenip yönetilirken, hayat dışı şirketlerde bireysel inisiyatif daha fazla ön plana çıkıyor. Tabi ki bunlar benim subjektif değerlendirmelerim, daha fazla spekülasyon yapmadan veriler bize ne anlatıyor ona bakalım.
Şirketlerin operasyonel verimliliklerini değerlendirmek için ilk olarak bakacağımız gösterge faaliyet giderlerinin, toplam prim üretimine oranı. Bu oran 2021 sonu itibariyle hayat dışı sigorta şirketleri için %15 iken hayat şirketleri için %30. Branşların üretim giderlerini kıyasladığımızda da benzer şekilde %100’lük bir farkla karşılaşıyoruz.
Verimliliği ölçebileceğimiz bir diğer gösterge de şirketlerin çalışan başına prim üretimi. Burada rakamlar biraz flu çünkü hayat şirketleri emeklilik operasyonları da yürütüyorlar. Muhafazakâr bir yaklaşımla hayat şirketlerindeki personellerin yalnızca yarısının sigorta alanında çalıştığını varsayarsak, hayat dışı branşın çalışan başı verimliliği hayat branşından %70 daha fazla çıkıyor.
Sektörü yakından takip edenler hayat dışı şirketlerin daha verimli çalışmasını şaşırtıcı bulmayacaktır. Çünkü hayat dışı şirketleri sürekli zorlayan iki önemli etmen var; yüksek hasar prim ve güçlü rekabet. Aslında hayat dışı şirketlerin verimli olmak dışında seçenekleri yok da diyebiliriz.
Hayat branşında ise rekabete kapalı bir dağıtım kanalı yapısı ve düşük hasar prim oranları var. Hayat şirketleri daha az verimli olsalar dahi hayat dışı şirketlere oranla iki kat teknik kar yazıyorlar. Ancak hayat dışı branşın, hayat branşından beş kat fazla üretim yapması da tesadüf değil.
Şüphesiz bu göstergeler iki branşın performansını karşılaştırmak için tam anlamıyla yeterli değiller. Sayılar bize hayat dışı branşın, hayat branşına nazaran çok daha verimli çalıştığını gösteriyor ancak bu farkın ortaya çıkmasında faaliyet kısıtları, dağıtım kanalı karması, ortaklık yapısı vb. birçok harici etmen var. Yine de aynı pazarda faaliyet gösteren iki ana branşın temel göstergeleri arasında bu denli büyük bir fark olmasının tartışmaya değer olduğunu düşüyorum.
Bir Cevap Yazın