Kaybetmekten neden bu kadar çok nefret ettiğimizi geçen hafta anlatmıştım ancak öyle bir durum var ki kaybetme korkusunu unutup çok daha fazla risk alıyoruz. Ne demek istediğimi bir soruyla açıklayayım:

Aşağıdakilerden hangisini tercih ederdiniz?

A. Kesin olarak 500 TL kaybetmek.
B. %50 ihtimalle 1.000 TL kaybetmek.

Bu soruda insanların önemli bir kısmı B seçeneğini tercih ediyor. Nasıl oluyor da söz konusu kazançlar olduğunda garantici olurken, konu kayıplara gelince risk alıyoruz?

Çünkü kesin olarak 500 TL kaybetmekten çok korktuğumuzdan, %50 ihtimalle hiçbir şey kaybetmeme seçeneğine yatırım yapıyoruz. Tabi hayat bir yazı tura oyunu değil ama gerçek hayatta da benzeri seçeneklerle karşı karşıyayız.

Kumarda önce parasını, sonra arabasını en son da evini kaybedenlerin hikayesini duymuşsunuzdur. Küçük bir kayıp sonrasında sonu gelmeyen telafi çabaları. Peki bu yalnızca kumarbazlara has bir davranış mı?

Başarısız olduğu halde bir projeyi ısrarla sürdürmek. Yatırım yaptığı hisse senedi değer kaybetse de yeni alımlar yapmaya devam etmek. Yanlış bir karar verdiğinde hata yaptığını kabul etmemek.

Tüm bunlar risk kontrolümüzü nasıl kaybettiğimizin tipik örnekleri. Böyle durumlarda “batık maliyetlerin” farkına varıp, o kararlarda ısrarcı olmamayı öğrenmemiz gerekiyor.